İnsanlığın Yaşayacağı İlk Tecrübe: İnsanımsı Robotlar ve Biz

*Ahmet DAĞ


Sizin için robot, robottur. Çarklar, metaller, elektrik ve pozitronlardan oluşur. Akıl ve demir! İnsan üretimi! Gerek olunca yine insan yok edimi! Ama siz hiç robotlarla çalışmadınız, o yüzden onları tanımıyorsunuz. Bizden daha temiz, daha iyi bir tür onlar.” Asimov

Mitik tasarımlar, insanın tahayyül etme gücüyle doğrudan bağlantılıdır. İnsan, tahayyül eden bir varlıktır. Bu tahayyülün uç noktası ise mitlerdir. Nitekim mitler, kadim ve büyük medeniyetlerde, milletlerde ve toplumlarda (Türk, Çin, Mısır, Roma, İskandinav) bulunur. Yunan mitolojisinde Demirciler Tanrısı Hephaistos anlatısı, Daidalos’un inek otomatı miti ve Şimer veya hibrit varlık tasvirleri vardır. Türk Mitolojisinde ise “Tepegöz” anlatısında olduğu gibi “insandışı” veya “insanımsı” bir varlık tahayyül edilmiştir. Yine Çin efsanesine göre Yan Shi, 3000 yıl önce Zhou Kralı Mu’ya mekanik adamları yani robot sunduğu aktarılır. Nitekim mitolojik bir kişilik olan Hermes Trismegistus, kutsal mekanik heykellere atfen insanların, tanrının gerçek doğasını keşfederek duyu ve ruhları olan mekanik heykelleri yeninden üretmeyi başardığını iddia eder.

Kadim kültürlerde olan bu tür mitik düşünceler ve anlatıların karşılığının olmadığı söylenemez. Zira M.Ö. 4. yüzyılda yaşayan ve matematiğin kurallarını mekaniğe uygulayan Tarantolu Arhitas’ın, uçan mekanik bir kuş tasarladığı söylenir. 12. yüzyılda yaşamış fizikçi ve mekanikçi olan Cezeri’nin yaptığı sibernetik araçların ilk robotikler olduğu da ifade edilir. Kısaca robotik varlıklar, insan aklından ve tahayyülünden bağımsız değildir.

Robot kavramını ilk kez Çek Karel Capek, “R.U.R” adlı tiyatro oyunu olan eserinde 1920 yılında kullanmıştır. Capek’in tasarladığı veya tasvir ettiği robot, ne biyonik ne de prostetik veya silikon eklentileri olmayan mekanik veya otomat yapılı ve görünümlü bir robottur. Bu tiyatro oyunundan daha sonraki bilim kurgu romanlarında ve filmlerde robotlara dair anlatımlar vardır. 1980’li yıllara kadar olan filmlerde mekanik veya otomat biçimli robot tasvirleri söz konusudur. Film veya romanlardan sonra bu tür mekanik veya otomat robotların hayatımızda yer aldığını veya göründüğünü söylemek zordur.

Otomat veya mekanik biçimli robotlardan farklı olarak biyonik ve prostetik unsurlardan oluşan insanımsı robotlar, yapay zekâ, sibernetik, nanoteknolojik ve robotik teknik veya teknolojik unsurlardan müteşekkildir. İlk insanımsı/antropoformik robot olan Wabot-1, 1972 yılında Japonya’da üretildi. 1980’li yıllardan sonra başta Robocop/1987 filmi olmak üzere düşünen insanımsı robotikler konu edinilmiştir. Daha önceki süreçte tasviri yapılan otomat veya mekanik robotların hayatımızda görünür olmamasına karşın humanoid veya android robotların hayatımızda daha görünür olması söz konusu. Zira salt mekanik veya otomat olmaktan uzak olan bu varlıklar, insan biçimine sahiptir. Mekanik robotlar, hayatımızda görülmezken insanımsı robotların hayatımıza girmesi kaçınılmaz gibi görünüyor. Zira düşünen bir yapı ile karşılaşacağız.    

İnsanımsı olan robot türü varlıklarda; bilinç veya “ben” duygusu olmasa da düşünme (algılama, muhakeme, mukayese, karar verme vb.) ve eylemde bulunma yetileri var. Bir anlamda “düşünce” ve “irade” taşıyan bu -cyber- yapıyı, yeni bir varlık türü olarak kabul edebiliriz. Yapay zekayı farklı uygulamalarla hayata dahil etmekten çok farklı bir teknolojinin tasarımları olan “humanoid” veya “android” insanımsı robotikler, hayatın her alanında görünürlüğü olabilecek varlıklardır. Bu insanımsı robotikler; insan gibi çalışabilir ve aletler kullanabilirler. İnsanımsı robotlar, insanın modifiye ettiği çevreyi daha hızlı ve daha gelişmiş biçimde modifiye edebilirler. Humanoid robotlar, insanların geliştirdikleri ve onlar tarafından kullanılan aletleri, daha ince işçilikle daha ekonomik biçimde yani ucuz olarak tasarlayabilirler ve üretebilirler.    

İnsan hayatında insanımsı robotların, önceki robotlardan daha etkili olacak olmasının en önemli nedeni; insana benzeyen robotun kişileşmesi yani insan hâli alarak cemiyete karışacak olmasıdır. Zira robotun insan biçimli olması, insanların onun kendilerinden biriymiş veya rakibiymiş gibi onlara karşı davranmasına yol açabilir. Robotların insanlar gibi çalışması, masada oturması, çene çalması ve eğlenmesi insanlara kendileri gibi olduğu hissini verebilir. Böylesi bir his ve tutum, insanımsı robotları arkadaş veya cinsel partnerler edinmeye kadar gider.  Nitekim insanlarla iletişim kurabilmeleri için görme ve ses sensörleri geliştirilmiş, insan gibi davranan ve yüz ve mimikleri de insan gibi olan “Robovie” adı verilen robotlar geliştirilmiştir. Robotların, insanın partneri veya rakibi olduğu toplumsallık yeni bir yapıya ve biçime bürünecek.

Robotlar, çok hızlı biçimde beşerî-toplumsal çevreye geçiş yapmaktadır. Bu durum, daha önce hiç yaşanmamış bir durumdur. Bu durum; aynı zamanda teknik, etik ve meşru meydan okumalar dizgesini sunmaktadır. İnsansı robotların başta hizmet alanları olmak üzere eğitim, sağlık, hukuk ve askeri alanlarda görülecek olması insan-robot, robot-insan arasında içtimai ve etik ilişkileri de doğuracaktır. Nitekim bu mesele, insan-robot etkileşimi (HRI) olarak adlandırılır. Bu ilişki biçimini ele almak için başta bu alanda çalışan robotik araştırmacılar, tasarımcılar, mühendisler, üretim sorumluları, pazarlamacılar olmak üzere akademisyen ve devletler de gayret göstermeliler. Robot çalışan veya evlat edinme ve robotlarla evlenme gibi durumlar, robotlarla birlikte yaşamayı veya onları komşu edinmeyi doğuracaktır.

Yapay zekalı uygulamaları ve insanımsı robot çalışmaları yapanlar; bunların insandan daha pratik-kullanışlı, daha “iyi” yani erdemli olacağını da iddia etmektedirler. İnsanın özerkliğinin sonlanması, insanın varoluş dinamiklerine saygınlığına son verebilir. Robotik varlıkların hayata dahil olması; insan-insan ilişkilerinde eşitlik ve haklar sorununu meydana getirebilir. Yine insanın robot karşısındaki mahremiyetinin korunması ve güvenlik sorunları gibi mevzular, tartışılması gereken önemli konular olacaktır. Nitekim söz konusu bu tartışma, -C. Collodi’nin meşhur eseri “Pinokyo” anlatısından devşirilen- Steven Spielberg’in “A.I.: Artificial Intelligence” adlı filminde vardır. Filmde insan biçimli/antropoformik görünen ve davranan “mekalar” yani robotlar ile “orgalar” yani insanlar arasındaki etkileşim, toplumsal ve etik olarak tartışılmaktadır. Futuristik olan bu filmde; “orga” olan normal bir çocukla “meka” olan robotik bir çocuğun arasında mukayese yapılmaktadır. Filmde bir anlamda “meka” olan çocuğun “orga” olan çocuktan daha merhametli ve erdemli olduğu ima edilir. Film, “meka” yani humanoid olma ile “orga” yani insan olmayı yani “gerçek” olanla “mitik” olanın ne olduğunu anlatmaya çalışan bir senaryoya sahiptir.


İnsan-robot etkileşimine dair yıllar önce -1942- Asimov, şu ilkeleri ortaya koymuştur;

  1. Bir Robot, bir insana zarar veremez, ya da zarar görmesine seyirci kalamaz.
  2. Bir robot, birinci yasayla çelişmediği sürece bir insanın emirlerine uymak zorundadır.
  3. Bir robot, birinci ve ikinci yasayla çelişmediği sürece kendi varlığını korumakla yükümlüdür.


Söz konusu bu ilkelerin üzerinden tam 80 yıl geçti. Robot endüstrisi hem nicelik hem de nitelik olarak çok gelişti. Bu ilkeler, mevcut robot teknolojisi için yeterli değildir. Zira 2021 yılında E. Musk tarafından tanıtılan “Optimus” adlı robot, iki yıl gibi çok kısa zamanda büyük bir değişim geçirmiştir. Bu kısa sürede Optimus’un teknolojik evrimi dikkate alındığında çok büyük değişim geçirdiği görülür. İnsanımsı robotların, hem niteliği hem de niceliği arttığında toplumsal etkisi artacak ve görünürlüğü de çok yaygınlaşacak. Böylesi bir yaygınlık durumunda robotların, başta cinsellik ve şiddet gibi duygularına sahip olan insanların istismar aracı hâline gelmesi söz konusu olabilir. Hem robotların hem de insanların aleyhinde gelişmeler olabilir. Başta mahremiyet ve güvenlik olmak üzere insanın, varoluşsal zeminlerinin ihlali meydana gelebilir.


İnsan-robot, robot-insan ilişkisinde olası ortaya çıkabilecek riskler ve sorunlar şunlardır;

  1. Robotik varlıkların, insanların duygusal yapısına ve mahremiyetlerine ne kadar saygı duyacağı ya da insanların robotiklere nasıl bir “yaşam” hakkı vereceği  
  2. Fiziksel ve psikolojik olarak daha narin olan insanın karşısında fiziksel, bilişsel ve psikolojik olarak -muhtemel olarak- daha güçlü olacak robotların, konumunun ne olacağı yani insanın robot karşısında acizleşmesi veya köleleşmesi durumu
  3. Yapay zekalı uygulamalara ve insan organlarına sahip olan robotik varlıkların tasarımında ne kadar şeffaf olunacağının belirsizliği ve içerdiği riskler,
  4. Robotik varlıkların ön görülmeyen tutum ve davranışlar sergilemesi (hemcinsine ya da kendisini sahiplenen sahibine karşı öldürmeye kadar giden kötü tutum ve davranışlar)
  5. Robotik varlıkları üretecek veya tasarımlayacak kişilerin sicilleri, psikolojik ve zihinsel durumları veya şirketlerin kriminal niyetler veya temayüller taşıması
  6. Robotik varlıkların üretilmesinde veya tasarımlanmasında gerek donanım gerekse yazılım olarak “şeffaflık” ve “sınırlılık” koşullarına uyma
  7. Düşünme ve irade-eylemde bulunması söz konusu olan insanımsı robotların, arızalanmasının doğuracağı aksaklıklar ya da birbirleriyle ilişkilerinin sorunlaşması
  8. Tasarımcıların yalnızca mühendis olması yeterli olmayıp, cemiyet yapısının, etik değerlerin ve hukuki normların bilgisine sahip olması
  9. Yalnızca robotik varlıkların tasarımlanmasında, insan-robot ilişkisini değil robot-robot ilişkisini de göz önünde bulundurulması
  10. Robotik varlıkların inşasını gerçekleştiren Batılı düşüncenin “eurosantrik”, “etnosantrik/ırkçı”, “ataerkil/cinsiyetçi” yapısı olması nedeniyle Batılı olmayana karşı “makul değil” veya “bana eşdeğer” değil şeklindeki mevcut yargının humanoidlerde de olması              
  11. Yapay Zekalı humanoid veya androidlerin, pandoranın kutusu olma ihtimalini göz önünde bulundurulması
  12. Turing’in “makineler düşünebilir mi” testinin çoktan aşıldığının düşünülerek yapay zekalı android veya humanoidlerin bilince erişmesi hâlinde doğacak sorunların düşünülmesi


Sonuç

Çizgi filmlerde, romanlarda ve filmlerde anlatılan insanımsı robotik varlıkların; insana ve hayata dokunması, yeryüzünde yaşaması ütopik değil artık. Zira Honda, Amazon, Baston Dynamics, Sony, Tesla, Hanson gibi büyük küresel şirketler, insansı robotların seri üretimine geçecek duruma geldiler. Sofia’nın, Ameca’nın, Saya’nın, Rashmi’nin, Enon’un, Walker’ın, Topio’nun, Atlas’ın, Optimus’un, Asimo’nun ve Kirobo’nun (kadın-erkek, çocuk-yetişkin insansı robotlar) aramıza karışmasına az kaldı. Yeryüzünde sadece hayvanlar ve insanlar gezinmeyecek artık. İnsansı robotlar da gezinecekler, çalışacaklar, çene çalacaklar ve eğlenecekler.

İnsanlık, ilk defa kendine ve zekasına benzeyecek, kendi alışkanlıklarının birçoğuna sahip bir varlıkla birlikte yaşama tecrübesine sahip olacak. Böyle tecrübeyle yoğunluklu olarak karşılaşmadan önce iyi hazırlık yapmalı. İnsan-insanımsı robot, robot-robot ilişkisinden doğabilecek etik, hukuki, güvenlik ve sağlık sorunları üzerinde çok iyi düşünmeli ve yaşanacak bu ilginç düzene hazır olunmalı, hazırlıksız yakalanılmamalı. Zira altından kalkamayacağız durumlarla karşı karşıya kalabilir.